Pages

9 Eylül 2012 Pazar

Once upon a time in Liverpool...



     Her şey İngiltere'de kelepir kitaplar satan bir kitapçıda dolaşırken gözüme pasta süslemeyle ilgili bir kitabın ilişmesiyle başladı. Son çıkan kitaplara göre basit bir kitaptı aslında; birkaç temel teknik, bir miktar da fotoğraflı tarif bulunan, ama bana "Demek bu pastalar böyle yapılıyormuş!" diye oracıkta ufak çaplı bir aydınlanma yaşatan, pasta cahili halimle en temel teknikleri (marzipan nedir, şeker hamuru nasıl renklendirilip süslenir gibi) öğrenmemi sağlayan, her şeyin başlangıcı olan o kitap! Onun öncesinde pastanelerde tabi ki böyle pastaları görüyordum ama benim için evde yapılması imkansız olan, anca uzman pastacıların yaptıkları bir şeydi o pastalar. Sanırım ilk defa yurt arkadaşım Zainab'in doğumgününde kızkardeşinin ona yapmış olduğu pastayı gördüğümde şeker hamurunun ev pastalarıyla uyumunu görmüş oldum. Pembe şeker hamuruyla kaplanmış sevimli pastayı gördüğümde "Bunu şimdi kızkardeşin mi yaptı? Üstü nasıl böyle pürüzsüz duruyor? Tarifini istiyorum!" dediğimi hatırlıyorum ama sonra tarifini sormayı unuttum, ta ki bu kitabı kitapçıda karıştırıp "Aha şimdi anladım!" diyene kadar. O zamandan sonra hep içimde bir istek olarak kaldı, öncelikle bu kitabı birkaç kere hatmettim, internetten farklı sitelerden yeni şeyler öğrendim, kullanılan malzemelerin çokluğuna ve çeşitliliğine şaşırdım ama kendim yapma işini sürekli erteledim, bir türlü başlayamadım. Daha sonra iş gereği Rize'ye taşındım, İstanbul ve Liverpool'dan sonra şehir başlarda bana çok sıkıcı geldi, üstüne çeşitli açılardan zor bir dönemden geçince kafamı toparlama amacıyla kendime bir hobi edinmeye karar verdim ve hep ertelemekte olduğum şeyle, pasta yapımıyla bu sefer daha ciddi olarak ilgilenmeye başladım. Youtube'dan videolar izledim, butik pasta sitelerinde gezindim, Amazon'dan kitaplar ısmarladım, Pinterest'teki fotoğrafların altını üstüne getirdim, Eminönü'ne gidip pasta malzemeleri satan dükkanlardan kendime başlangıç için temel olan malzemelerden aldım... Bunlarla uğraşmak ilginç bir şekilde bana çok iyi geldi, değişik pastaları gördükçe sanki kendim yapmışçasına heveslendim, keyiflendim. En sonunda kuzenim doğum yapınca bana fırsat doğmuş oldu, hediye olarak bebek kurabiyeleri götürmeye karar verdim, bunlar da ilk denemelerim:



      O zamandan beri de aynı hevesimi koruyorum, bir şeyler yaptıkça yenilerini öğrenesim geliyor. Bu aralar etrafta çok görmeye/duymaya başladım, işini bırakıp pastacılık işine girenler, benim gibi blog açıp yaptığı kurabiyelerin/pastaların resimlerini koyanlar çok var; açıkçası ben de eksik kalayım diye düşündüm ilk başta ama napayım seviyorum :) O yüzden şimdilik aynen devam bakalım.
June Lily'ye teşekkürler